Bir zamanlar doğa, insanoğlunun hizmetindeydi. Bilinçli veya bilinçsizce kendi ellerimizle doğal yapısını bozduğumuz dünya, bundan sonra insanlığa ne kadar iyi hizmet verebilir? Çevre kirliliği nedeniyle, tüm canlıların, tabii insanoğlunun da sağlığı tehdit altında. Yoksa kısa vadede ucuz olan uzun vadede daha mı pahalıya geliyor? Her yıl engelli çocukların doğum oranı artıyor, hastalıklar tıbbi ilaçlara direnç gösterip çoğalıyor.
Denizlere boşaltılan atıklar sebebiyle balık ölümleri, toplu balık intiharları canlı yaşamın tehtid altında oluğu hakkında ciddi sinyaller veriyor. Canlı yaşamı tehtid eden bu olumsuzlukların nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, çevre kirliliğinin sebep olduğu tezi, bilim adamları tarafından şiddetle kabul görmeye başlamıştır. Acaba sağlıklı beslenemeyen ana-babaların sağlıklı çocuklara sahip olması ne kadar mümkün?
Bir başka deyişle, sağlıklı beslenen toplumların sağlıklı nesiller yetiştirme şansı daha mı fazla? Kesinlikle EVET. Acaba, çözüm için neyi bekliyoruz? MUCİZEMİ?...
Mucize, insanoğlunun çevre bilincine sahip olup harekete geçmesi dışında başka hiçbir yerde değil. Bunu yapmazsak, doğanın intikamı korkunç olacaktır ve çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız.
Her meyvede, her sebzede, her çiçekte, her yaprakta, her dalda doğal yaşamı destekleyen pekçok iyileştirici güçleri yüzyıllardır bilinir. Her biri içindeki iyileştirici gizemle veya laboratuar ortamında ölçülebilen iyileştirici doğal formülleriyle canlı yaşamın ecza dolabı gibi tüm hastalıklara devadır.
Diğer bitkilerin yanında zeytinin yeri biraz daha özeldir. Öyle ki bitkiler kendi aralarında bir sıralama yapsalardı, herhalde zeytin birinci olurdu. Doğal olarak yetiştirilmiş, türküler eşliğinde tek tek dalından elle toplanmış, doğal yöntemlerle işlenmiş zeytin ve zeytinyağı hem çok lezzetlidir, hem de pekçok hastalığa devadır. Tek başına şifa kaynağıdır, Lokman Hekim’in olmazsa olmazlarındandır. Bu farkındalık ve hassasiyetle, doğal zeytin üreticileri olarak zorlukları sabırla aştık, bilgiyi bilince dönüştürdük ve karşınıza çıktık.
Zeytinlerimizi, diğerlerinden farklı olarak, üretiminin her aşamasında (fidan dikimi, yetiştirme, toplama, işleme) çevre kirliliğinden uzak, doğal yapısıyla koruyoruz ve işliyoruz. Hiç bir kimyasal ya da koruyucu katlı maddesi kullanmıyoruz. İnsan sağlığına ve gelecek neslin sağlığına verdiğimiz özen ve hassasiyet ile...
İşte bu nedenlerle daha çok geç kalmadan mutfaklarımızda, eski nesillerde olduğu gibi doğal olan yiyeceklere yer vermeliyiz. Artık bizler gibi düşünen üreticilerle doğa, insanoğlunun hizmetinde olmaya devam edecektir. Kendimiz için, sağlıklı nesillerimiz için...